NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
12 - (1497) وحدثنا
محمد بن رمح
بن المهاجر
وعيسى بن حماد
المصريان
(واللفظ لابن
رمح) قالا:
أخبرنا
الليث عن يحيى
بن سعيد، عن
عبدالرحمن بن
القاسم، عن
القاسم بن
محمد، عن ابن
عباس ؛ أنه
قال: ذكر
التلاعن عن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم. فقال
عاصم بن عدي
في ذلك قولا.
ثم انصرف.
فأتاها رجل من
قومه يشكو
إليه أنه وجد
مع أهله رجلا. فقال
عاصم: ما
ابتليت بهذا
إلا لقولي.
فذهبت به إلى
رسول الله صلى
الله عليه وسلم
فأخبره بالذي
وجد عليه
امرأته. وكان
ذلك الرجل
مصفرا، قليل
اللحم، سبط
الشعر. وكان
الذي ادعى
عليه أنه وجد
عند أهله،
خدلا، آدم،
كثير اللحم.
فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم "اللهم
! بين" فوضعت
شبيها بالرجل
الذي ذكر زوجها
أنه وجده
عندها. فلاعن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم بينهما.
فقال رجل لابن
عباس، في
المجلس: أهي
التي قال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم "لو
رجمت أحدا
بغير بينة
رجمت هذه ؟" فقال
ابن عباس: لا.
تلك امرأة
كانت تظهر في
الإسلام
السوء.
[ش
(خدلا) أي
ممتلأ الساق].
{12}
Bize ikisi de Mısırlı
olan Muhammed b. Rumh b. Muhacir ile îsâ b. Hammâd rivayet ettiler. Lâfız İbni
Rumh'undur. (Dedilerki): Bize Leys, Yahya b. Saîd'den, o da Abdurrahmân b.
Kaasim'den, o da Kaasim b. Muhammed'den, o da İbni Abbâs'dan naklen onun şöyle
dediğini haber verdi :
Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'in yanında lânetleşmenin lâfı oldu da Âsim b. Adiy bu hususta
bir söz söyledi. Sonra kalkıp gitti. Derken ona kavminden bir adam gelerek,
karısıyla bir adam tuttuğunu şikâyet etmiş. Bunun üzerine Asım:
— Ben buna ancak kendi sözümden dolayı mübtelâ
oldum, diyerek o zâtı Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e götürmüş.
Gelen zât karısını ne vaziyette bulduğunu ona da haber vermiş. Bu zât sapsarı,
etsiz, düz saçlı imiş. Karısının yanında bulduğunu iddia ettiği şahıs ise
dolgun bacaklı, esmer ve etli bir adammış. Bu haber üzerine Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
«Allahım, beyân buyur!»
diye duâ etmiş. Binnetice kadın, kocasının onun yanında bulduğunu söylediği adama
benzeyen bir çocuk doğurmuş. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'de
aralarında liân yapmış.
Mecliste bulunan bir
adam İbni Abbâs'a: Hakkında Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in :
«Bir kimseyi şâhidsiz
recmetseydim, bu kadını recmederdim!» buyurduğu kadın bu mudur? diye sordu.
îbni Abbâs :
— Hayır, o İslâm'da aşikâr kötülük işleyen bir
kadındı.» cevâbını verdi.
(1497) وحدثنيه
أحمد بن يوسف
الأزدي. حدثنا
إسماعيل بن
أبي أويس.
حدثني سليمان
(يعني ابن
بلال) عن يحيى.
حدثني
عبدالرحمن بن
القاسم عن
القاسم بن
محمد، عن ابن
عباس ؛ أنه
قال:
ذكر
المتلاعنان
عند رسول الله
صلى الله عليه
وسلم. بمثل
حديث الليث.
وزاد فيه، بعد
قوله كثير
اللحم، قال:
جعدا قططا.
{…}
Bu hadîsi bana Ahmed b.
Yusuf el-Ezdî de rivayet etti. (Dediki); Bize İsmail b. Ebî Üveys rivayet etti.
(Dediki): Bana Süleyman yâni îbni Bilâl Yahya'dan naklen rivayet etti.
(Demişki): Bana Abdurrahmân b. Kaasim, Kaasim b. Muhammed'den, o da İbni
Abbâs'dan naklen rivayette bulundu ki, İbni Abbâs :
«Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'in yanında, liân yapanların lâfı geçtî» demîş, Râvî, Uveys
hadîsi gibi rivayette bulunmuş; bu hadîste: etli...» tâbirinden sonra: «cılız,
kısa kıvırcık saçlı» ifâdesini ziyâde etmiştir.
13 - (1497) وحدثنا
عمرو الناقد
وابن أبي عمر
(واللفظ لعمرو)
قالا: حدثنا
سفيان بن
عيينة عن أبي
الزناد، عن
القاسم بن
محمد. قال:
قال
عبدالله بن
شداد. وذكر
المتلاعنان
عند ابن عباس.
فقال ابن
شداد: أهما
اللذان قال
النبي صلى
الله عليه
وسلم "لو كنت
راجما أحدا
بغير بينة
لرجمتها ؟"
فقال ابن
عباس: لا. تلك
امرأة أعلنت.
قال ابن أبي
عمر في روايته
عن القاسم بن
محمد: قال:
سمعت ابن عباس.
{13}
Bize Amru'n-Nâkid ile İbni
Ebî Ömer rivayet ettiler. Lâfız Amr'ındır. (Dedilerki): Bize Süfyân b. Uyeyne,
Ebû'z-Zinâd'dan, o da Kaasim b. Muhammed'den naklen rivayette bulundu.
(Demişki): Abdullah b. Şeddâd şunu söyledi:
İbni Abbâs'ın yanında,
liân yapanların lâfı geçti de İbni Şeddâd: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'in (haklarında :
«Bir kimseyi şâhidsiz
recmetseydim mutlaka bu kadını recmederdim!» buyurduğu kimseler bunlarmı? diye
sordu. İbni Abbâs :
— Hayır, o aşikâr
yapardı; cevâbını verdi.
İbni Ebî Ömer. Kaasim b.
Muhammed'den rivayetinde: «Dediki: Ben İbni Abbâs'dan dinledim.» ifadesini
kullandı.
İzah:
Bu rivayetler Uveymir-i
Aclânî kıssasına aittir. Âsım'a gelen zât Uveymir'dir. Buradaki îbnî Abbâs rivayetini Buhârî «Şehâdet»,
«Muharibin», «Tefsir» bahislerinde ve Talâk»ın bir-iki yerinde, Nesâî «Talâk»ın
bir-iki yerinde ve «Recm»de muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir.
Âsim b. Adiys
Uveymir'in kabilesindendir. Bu zât Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in
yanında ileri geri söylenmiş: «Ben refikamın yanında bir adam bulursam mutlaka
kılıçla boynunu vururum!» demişti. Sonra Allah Teâlâ onu kendi kabilesinden
Uveymir hadisesiyle ibtilâ etmiştir. Babımızın ilk (1492) hadîsinde Uveymir
(Radiyallahu anh)'a: «Şunu benim için yâ Âsim! Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'e soruver!» diye hitâb ettiği Âsim bu zâttır.
îbni Abbâs (Radiyallahu
anh)'a mecliste suâl soran zât Abdullah b. Şeddâd'dır. Nitekim müteâkıb
rivayette ismi tasrîh edilmiştir.
Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'in :
«Bîr kimseyi şchidsiz
recmetsem, mutlaka bu kadını recmederdim!» sözünden muradı Hz. Uveymir'in
karısıdır. Yâni kadını recmetmeyip liân la iktifa buyurması, recm şâhidsiz
yapılamadığı içindir.
İbni Abbâs (Radiyallahu
anh): «Hayır! O İslâm'da aşikâr kötülük işleyen bir kadındı» cevâbı ile bu
kadına işaret etmiştir. Kötülükten murâd zinadır. Aynî'nin kavli budur. Bu
takdirde ibaredeki «la» ziyade ve te'kîd için olsa gerektir. Nevevî ise:
«İbni Abbâs bu hadîsi:
İslâmiyet devrinde aşikâr kötülük yapan bir kadındı diye tefsir etmiştir.»
demektedir.